Hindistan – Varanasi (Benares)
Hindistan yazı serisine önceliği Hindistan için en kutsal sayılan, dünyadaki hala yaşayan en eski şehirlerden biri olan Varanasi’ye (Benares) vermek istedim. Hindu inancına göre Şiva’nın (Shiva) şehri olan Varanasi , Ganj (The Ganges River ya da Great Mother) nehrinin kenarında bulunmakta.
Mark Twain Varanasi’nin ; Tarihten, geleneklerden, efsanelerden ve onların toplamından 2 kat eski olduğunu yazmış.
Gerçekten de şehre vardığınızda sizi, ağır bir koku yanında,karmaşık, eski ve de kalabalık bir şehir karşılamakta.
Biz bir gece iki günlük turumuzun genis bir bölümünü Ganj Nehri kenarında bulunan,cenaze seramonilerinin yapıldığı kıyı şeridinde geçirdik.
Bu kıyı şeridi boyunca yerel halkı Ganj Nehrine inen merdivenlerde (Ghats) çamaşırlarını yıkarken ya da banyo yaparken görebilirsiniz.
Bu aktivitelerin biraz ilerisinde ise cenaze merasimleri bulunmakta.
Bayanların cenaze törenlerine katılmaları yasak olduğundan biz kiralamış olduğumuz küçük sandal yardımıyla töreni izleme fırsatını yakaladık. Bu esnada da sandalımızın sahibi olan kişiden merasim hakkında biraz bilgi aldık.
Ben şahsen Hindu geleneğine göre herkesin yakıldığını düşünüyordum. Ama öyle değilmiş.
Tüm cesetler önce Ganj Nehrinde yıkanıyor. Eğer ölen, hamile kadın, çocuk , kobra sokmasından ölen kişi ve de kutsal sayılan İnek ise yakılmadan, direk nehire atılıyormuş. (Taş bağlanarak , dibe çökmesi sağlanıyor). Bunun dışındaki ölülerin bedeninin büyük bir bölümü yakılıp sonrasında Ganj Nehrine bırakılıyormuş. Kefenlerin renkleri de genç ve yaşlı’lar için farklı renklerde. Eğer ölen Yaşlı ise renkli kefene (bu hayatının çok renkli geçtiğini belirtiyor) eğer genç ise beyaz kefene sarılıp daha sonra yakma merasimine geçiliyor. Ayrıca inanca göre tüm beden yakılmıyormuş. Erkeklerin gögüs bölümünden bir bölüm yakılmadan nehre bırakılıyor.
Bu mekanların biraz yakınında ise yaşlı insanların son zamanlarını geçirmek için geldikleri tapınaklar bulunmakta. Gerek cenaze törenleri, gerek havadaki ağır koku gerekse yaşlıların bulunduğu şartları pek iyi olmayan bu tapınaklar bizi epeyce etkilemişti.
Neyse konuyu biraz değiştireyim,sanırım hemen hemen herkes Ganj Nehri’nin kirliliği hakkında az çok bilgi sahibi olmuştur. Hergün yakılan ya da yakılmadan atılan cesetlerin yaratmış olduğu kirlilik.
Yapılan testlere göre artık nehirde oksijen bulunmamakta. Hatta bazı testler sonrasında nehir suyundan alınan 100 mililitre su’da yaklaşık 1.5 Milyon bakteri bulunduğu tesbit edilmiş. Normal kullanılabilen su’da olması gereken değer sadece 500 🙂
Buna rağmen buraya diğer şehirlerden ziyarate gelen halk evlerine bidon bidon su taşımakta. Enteresan olan suyun bidona ilk alındığında kirli gözüküp sonrasında şeffaf renge dönüşmesi.Sanırım nehrin kutsal sayılmasının en büyük sebebi de bu…
Eğer yolunuz Hindistan’a düşerse bu eski şehri mutlaka görmelisiniz. Yalnız hijyen konusunda epeyce sıkıntı yaşayabilirsiniz. Şimdiden iyi şanslar..
Dincer M.
March 17, 2013 at 8:59 pmÇok güzel bir yazı olmuş, eline sağlık..
Şu kokuyu merak ettim gerçekten 🙂
nippur
March 17, 2013 at 9:06 pmÇok teşekkür ederim.
O zaman bir Hindistan yapalım.
Dincer M.
March 17, 2013 at 9:11 pmEhm, şey, yani, hmm.. Bunu bi konuşalım 😛
nippur
March 17, 2013 at 9:15 pmEminim diğer Hindistan yazılarım sonrası hemen ikna olacaksın 🙂
Dincer M.
March 17, 2013 at 9:18 pmHeyecanla bekliyorum 🙂